Ehlibeyt YOLU

İkrar nedir.? Düşkünlük Nedir.?










İKRAR NEDİR.?


İkrar nedir, kim/kimler ikrar verebilir, nasıl ikrar sahibi olunur, verilen ikrardan dönüldüğünde neler olur? İkrar, Arapça kökenli bir kelime ve şu anlamlara geliyor: “saklamayıp doğru şekilde söyleme, açıkça söyleme, bildirme, benimseme, onama, kabul, tasdik, söz vermek”. Kelime olarak günlük dilde kullanımı bu şekilde olmakla beraber biz Aleviler için ikrar kelimesinin/kavramının anlamı daha da derindir. Alevilik inancı insanı ham ervahlıktan çıkartıp insan-ı kamil mertebesine ulaştırarak, insanın gerçek manada insan olma bilincine ulaşmasını esas alan bir inançtır. İkrar vermek ve ikrarına sadık olmakta bu amaca ulaşmanın/ulaşmak istemenin, anlam ve mutluluk dolu bir hayatın sahibi olmak istemenin toplum (ikrarına bağlı kalıp yolu sürenlerin) huzurunda dile getirilmesidir. Aleviler için ikrar demek; Alevilik yoluna girmenin, Aleviliğe bağlı olmanın, bu yolu layıkıyla sürdürmenin adıdır. Pratik olarak bazı kimseler tarafından dikkate alınıp uygunlanmasa da -günümüz şartlarından dolayı- aslında öz olarak Alevi olmak bir Alevi anne-babadan dünyaya gelmekten çok, ikrar verip bu yola girmekle oluyor. İkrarda bunun ilk aşaması, giriş kapısıdır. İkrar sözdür. Söz vermek ve sözünün gereklerini yaşamında ortaya koymak, sözüne, yani ikrarına bağlı kalarak bir yaşam sahibi olmaktır. Alevi olmak isteyen, Alevi inancına uygun bir yaşamın sahibi olmak isteyen, Aleviliğin kişiyi manevi boyutta anlamlı ve mutlu yaşama götüren yol olduğuna kanaat getiren her kişi ikrar vermek durumundadır. Bu verdiği ikrarında gereklerini ömrünün sonuna dek uygulamakla yükümlüdür.  Verdiği bu ikrarla kişi bundan sonraki hayatında inancın gerektirdiği gibi bir yaşamın sahibi olacağına, yani eline, beline, diline bağlı kalacağına, eşine, aşına, işine sadık olacağına, asla kimseyi dininden ve ırkından dolayı hor görüp aşağılamayacağına, insan katletmeyeceğine, kısacası doğruluk ve dürüstlük ülküsünde bir yaşam süreceğine söz veriyor. Kişi hiç bir etki ve baskı altında kalmadan, tamamen özgür iradesi ile ikrar veriyor. İkrar verdiğinde ona söylenen gelme gelme, dönme dönme düsturudur. Bundan kasıt; 'bu yolun kuralları şunlar şunlardır. Madem bu yola girmek istiyorsun, o halde bu kurallara uy ve bu yolun ilkelerini yaşamında praktize et. Bu bilinç ve düşünce ile ikrarını ver. İkrarında durmayacaksan, yolun kurallarını çiğneyeceksen, yoldaki işaretleri hiçe sayacaksan, o halde ikrar verme'. 'Öl ikrar verme, öl ikrarında dönme 'de aynı ilkelere işaret etmektedir. İkrar verip de gereklerini yerine getirmeyenler kaçınılmaz olarak düşkün durumundadırlar. İkrar vererek yolunu sürdüren, bu dosdoğru yolun sonucunda insanın hayal ve düşüncelerinin çok çok ötesinde güzelliklere ulaşanlara ne mutlu. Ne mutlu ikrar vererek erenlerin yolunu yol, hallerini hal edenlere. ( Fahrettin ) 
 

Düşkünlük nedir? 

 
Kimler düşkün sayılır?Yaptırı mı nedir?
 
Düşkünlük nedir?
 
 
 
Düşkünlük bir ceza sistemidir. Alevi toplumunun bunca ağır baskı koşullarına rağmen, birliğini koruyarak bu günlere gelmesinde işlevi göz ardı edilemeyecek bir sistemdir.
 
 
 
Cem ibadeti, bilinen klasik ibadet anlayışlarından farklı bir ibadettir. İbadetle beraber toplumsal meselelerinde çözüme kavuştuğu bir, bir araya gelinmedir.
 
 
 
Cem de insan sadece Allah'a ibadet etmekle kalmayıp topluma da hesap vermekle yükümlüdür. Bu anlamda da Alevi inancı diğer bütün inançlardan önemli farklılıklar taşıyor. 
 
 
 
Egemen olanların mahkemelerine gitmeyen Aleviler kendi yargı sistemlerini geliştirdiler. Düşkünlükte bu sistemin önemli ayaklarından birisidir. Öyle ya da böyle bir kişi suç işlemişse bu kişi Dede'nin denetiminde yargılanır. Cem de gerçeklesen bu yargılamaya Cem de bulunan herkes oyları, görüşleri ile katılırlar ve böylece ortak bir karara varılır. Halkın direkt katılımıyla gerçekleşen bir “Halk Mahkemesi”dir bu. Suçun ağırlığına göre bir ceza verilir. Düşkünlük, verilen cezalarin en büyüklerinden birisidir. Düşkün olan kimse toplumdan dışlanır. Düşkünlüğü ve dışlanma süresini halk ortak bir karar ile aldığında Alevi toplumunda suç oranı minimum düzeyde kalmıştır. Toplumdan tecrit edilip dışlanmak çok büyük bir ceza olduğundan, o kişiyi başka toplumlarda içine almazlar. Böylece bir çok suç, daha işlenmeden önüne geçilmiş olur.
 
 
 
Düşkünlük kavramı günümüzde daha çok çıkarcı ve ahlaksız kimseler için kullanılan genel bir kavram şeklini almıştır. Ancak düşkünlüğün çıkış noktası ve asıl anlamı yukarı da izah etmeye çalıştığımız çerçevededir
 
 


 
Bugün 17 ziyaretçi (20 klik) kişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol